·

pickup (EN)
isim

isim “pickup”

tekil pickup, çoğul pickups
  1. pikap (yük taşımak için arkası açık hafif kamyonet)
    He loaded the furniture into his pickup and drove to the new house.
  2. alma
    The school bus makes its pickup at 7 AM every morning.
  3. pikap (ses veya titreşimleri yakalayıp elektrik sinyallerine dönüştüren bir cihaz)
    The guitarist adjusted the pickup on his electric guitar to improve the sound quality.
  4. asılma (biriyle romantik veya cinsel bir ilişki başlatma girişimi)
    He tried his best pickup line, but she wasn't interested.
  5. ayartılan (romantik veya cinsel bir karşılaşma için başarılı bir şekilde yaklaşılan kişi)
    He bragged about his latest pickup from the party last night.
  6. eşya (video oyunlarında)
    The player grabbed all the health pickups to boost his character's stamina.
  7. hızlanma (ABD, bir aracın hızlı bir şekilde hızlanabilme yeteneği, ivmelenme)
    The new sports car has impressive pickup, reaching high speeds rapidly.
  8. topu yerden alma (spor dallarında, topun yere değmesinden hemen sonra topu yakalama veya vurma eylemi)
    Her quick pickup of the ball allowed her team to continue the play.
  9. ek çekim (filmde, ana çekimlerden sonra daha önceki görüntüleri tamamlamak için kaydedilen küçük ek çekim)
    The director scheduled a pickup to fix some continuity errors.
  10. cevaplama
    The receptionist's prompt pickup of the phone impressed the callers.
  11. benimseme
    The new app has seen rapid pickup among teenagers worldwide.