·

name (EN)
isim, fiil

isim “name”

tekil name, çoğul names
  1. isim
    The name "Sahara" evokes images of vast, sun-baked deserts.
  2. şöhret
    She has a good name here.
  3. lakap (hakaret veya aşağılama amacıyla kullanılan isim)
    The children got in trouble for using names to bully their classmate.
  4. yetki (birisi veya bir şey adına hareket etme gücü veya hakkı)
    The knight claimed the castle in the name of his queen.

fiil “name”

infinitif name; o names; geçmiş zaman named; geçmiş ort. named; ulaç naming
  1. adlandırmak
    They decided to name their new puppy "Buddy."
  2. belirtmek
    In his will, he named each heir and their corresponding inheritance.
  3. önemini vurgulamak (bir şeyin önemini veya alakasını tanımak ve ifade etmek)
    The committee is naming funding cuts as the main issue.
  4. suçlamak (birinin bir şeydeki dahlini resmi veya yasal bir bağlamda ifade etmek)
    The journalist was named as the source of the leaked information.
  5. deşifre etmek (bir kişinin kimliğini genellikle resmi bir sıfatla açığa çıkarmak)
    The police is not allowed to name the arrested person as he is a minor.
  6. atamak
    She was named as the lead in the upcoming Broadway musical.