fiil “grip”
infinitif grip; o grips; geçmiş zaman gripped; geçmiş ort. gripped; ulaç gripping
- tutmak
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
She gripped the railing tightly as she walked down the steep stairs.
- derinden etkilemek
Excitement gripped the crowd as the concert began.
- dikkatini çekmek
The book's mysterious plot gripped her so tightly that she read it all in one sitting.
isim “grip”
tekil grip, çoğul grips veya sayılamayan
- tutacak
She adjusted her fingers around the grip of the tennis racket before serving the ball.
- tutuş şekli
The climber adjusted her grip on the rope to pull herself up the steep cliff.
- kontrol
The company's CEO maintained a tight grip on all decision-making processes, leaving little room for input from others.
- anlayış
Despite reading the instructions several times, she still couldn't get a good grip on how to assemble the furniture.
- avuç dolusu (Bir elin avucuna sığabilecek miktar anlamında)
Can you grab me a grip of screws from the jar?
- sürükleme özelliği (Yazılımda bir pencere veya nesnenin fare ile sürüklenerek boyutlandırılmasını veya taşınmasını sağlayan özellik)
Drag the grip at the corner of the text box to adjust its size.
- set işçisi (Film setinde ekipman kurulumu ve bakımından sorumlu ekip üyesi)
During the movie shoot, the grips were busy setting up the lighting equipment for the next scene.