isim “life”
tekil life, çoğul lives veya sayılamayan
- canlılık durumu
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
The discovery of microbial life on Mars would be a groundbreaking scientific achievement.
- yaşam (Bir kişinin doğumundan ölümüne kadar geçen zaman dilimi)
She spent her life traveling the world and learning new languages.
- anlamlı veya tatmin edici varoluş
Spending every weekend cooped up in the office, missing out on family time—that's hardly a life.
- kişinin varoluşunun belirli bir alanı veya parçası (örneğin iş hayatı veya aile hayatı)
She found her academic life fulfilling, but her romantic life was complicated and unsatisfying.
- birinin varoluşunun doğal bir parçası olan şey
- cansız bir nesnenin işlevsel süresi
The battery life of my new phone is much better than the old one.
- ömür boyu süren
The Supreme Court justices in the United States are appointed for life.
- mahkumun ölümüne veya şartlı tahliyesine kadar süren hapis cezası
The judge handed down a life sentence, ensuring the criminal would spend the rest of his days behind bars.
- enerjik veya canlı olma niteliği
The child's laughter brought life to the otherwise silent house.
- gruptaki en enerjik veya eğlenceli kişi
Whenever she's at a gathering, her infectious laughter and stories make her the life of the party.
- birinin hayatının yazılı öyküsü (biyografi)
I'm reading a fascinating life of Abraham Lincoln that provides new insights into his presidency.
- bir video oyununda hata yaptıktan sonra oyuncunun oynamaya devam etme fırsatı
I was down to my last life when I finally defeated the final boss in the game.