menu
Giriş Yapın
·
Kaydolun
Dil
English
|
español
français
|
Deutsch
русский
|
中文
português
|
العربية
italiano
|
日本語
Türkçe
|
B. Indonesia
Nederlands
|
polski
svenska
|
한국어
हिन्दी
|
українська
čeština
|
română
...daha fazla
Afrikaans
|
azərb.
B. Melayu
|
বাংলা
भोजपुरी
|
bosanski
български
|
català
Cebuano
|
dansk
eesti
|
Ελληνικά
Esperanto
|
فارسی
ગુજરાતી
|
հայերեն
hrvatski
|
íslenska
עברית
|
Jawa
ಕನ್ನಡ
|
ქართული
Kiswahili
|
кыргызча
latviešu
|
lietuvių
Lëtzebuerg.
|
magyar
македон.
|
മലയാളം
मराठी
|
မြန်မာဘာသာ
नेपाली
|
norsk
ଓଡ଼ିଆ
|
oʻzbekcha
ਪੰਜਾਬੀ
|
қазақша
shqip
|
සිංහල
slovenčina
|
slovenšč.
српски
|
suomi
Tagalog
|
தமிழ்
తెలుగు
|
ไทย
Tiếng Việt
|
тоҷикӣ
Türkmençe
|
اردو
Ana Sayfa
Kurslar
Makaleler
Haritalar
Tüm metinler
Sözlük
Forum
PDF Kütüphanesi
Giriş Yapın
Kaydolun
Kılavuz
Uygulama
Kelime Dağarcığı
Makaleler
Sözlük
Forum
İletişim
Hakkımda
with
(EN)
edat
edat “with”
with
ile
Kayıt olun
örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
She sat
with
her sister on the park bench.
içeren
(veya dahil eden anlamında)
He bought a hot dog
with
extra mustard.
ile birlikte
She laughed
with
tears streaming down her face.
karşı
I don't want to fight
with
you.
destekleyici
We are
with
you on this matter.
hakkında
I have to agree
with
your assessment of the situation.
kullanarak
She painted the picture
with
a set of watercolors.
-li, -lı
(duygu veya durum belirten sıfatlarla kullanıldığında)
He waited
with
patience for his turn.
-e bağlı olarak
(duygu belirten sıfatlarla kullanıldığında)
She was trembling
with
excitement as she opened the gift.
-de çalışan
(kurum veya kişi belirtildiğinde)
He has been
with
the company since its inception.
göz önünde bulundurarak
With
your current workload, taking on another project might be too much.
ile
(Bir şeyin sağlandığını veya verildiğini belirtir.)
The school supplied the students
with
new textbooks.
ayak uydurabilen
(veya anlayabilen anlamında)
I've covered a lot of material; are you
with
me so far?
premiere
principal
older brother
tight