fiil “grind”
infinitif grind; o grinds; geçmiş zaman ground; geçmiş ort. ground; ulaç grinding
- öğütmek
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
She used a mortar and pestle to grind the spices into a fine powder.
- bilemek
The machinist carefully ground the rough edges off the metal plate.
- sürtmek
The old car's gears ground loudly as it struggled up the steep hill.
- kaykay veya snowboard'un alt kısmını bir ray veya kenar boyunca kaydırmak
Jake loves to grind on the edge of the skatepark's concrete ledge.
- yakın dans etmek (cinsel çağrışımlı)
At the club, they started to grind to the beat of the music.
- bir oyunda bir hedefe ulaşmak için aynı eylemi birçok kez yapmak
I had to grind for hours to level up my character in the game.
isim “grind”
tekil grind, çoğul grinds veya sayılamayan
- öğütme
She gave the mixture a grind to get a fine powder.
- angarya
Studying for exams can be such a grind.
- kahve öğütme
I need a fine grind for my French press coffee.
- kaykay veya snowboard yaparken tahtanın bir ray veya kenar üzerinde kaydığı bir hareket
Jake nailed a perfect grind on the rail at the skate park.