isim “field”
tekil field, çoğul fields veya sayılamayan
- tarla
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
The farmer planted rows of corn in the large field behind his house.
- maden sahası
The company discovered a diamond field in Africa, sparking a mining frenzy.
- uçuş alanı
The small plane took off from a grassy field just outside the village.
- spor sahası
The players gathered on the football field for their weekly practice.
- savaş alanı
The soldiers prepared to charge across the field, knowing the enemy awaited on the other side.
- dış saha (beyzbol ile ilgili olduğunda)
The ball soared over the infielders and landed deep in the field, allowing the runner to score easily.
- çalışma alanı
She decided to pursue a career in the medical field after volunteering at the hospital.
- alan (formlarda doldurulacak yer anlamında)
Please ensure you fill in all the fields marked with an asterisk on the application form.
- alan (veritabanında bilgi için ayrılan yer anlamında)
In the customer database, the "email address" field contains the email contact for each client.
- alan (fiziksel fenomenin etkilediği bölge, matematiksel olarak tanımlanır)
The electric field around a charged particle causes other charged objects to be attracted or repelled.
- görüş alanı
The loud music was beyond his field of hearing, so he didn't notice the party next door.
- saha (teorik veya kontrol altındaki ortamların dışındaki pratik veya gerçek dünya kullanımı için)
The new software will undergo field testing with real users to ensure it meets their needs.
fiil “field”
infinitif field; o fields; geçmiş zaman fielded; geçmiş ort. fielded; ulaç fielding
- topu yakalamak (topu yakalayıp oynamak anlamında)
The shortstop fielded the ground ball smoothly and threw it to first base for the out.
- sahada olmak (beysbol gibi sporlarda, topu yakalayıp atan takım olmak)
Today, our team fields in the first half of the game, and then we'll bat.
- sahaya sürmek (oyuncuları veya bir takımı bir oyunda yerleştirmek)
For the championship match, the coach decided to field the youngest lineup in the team's history.
- ele almak (sorularla veya sorunlarla ilgilenmek anlamında)
During the interview, he fielded every question with confidence.