isim “age”
tekil age, çoğul ages veya sayılamayan
- yaş
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
She celebrated her eighteenth birthday last week, officially reaching the age when she can vote.
- yaşam evresi
She started learning to play the piano in her middle age, proving it's never too late to pursue a new hobby.
- reşit yaş
Now that she is of age, she is free to marry anyone she wants.
- yaşlılık dönemi
With age, he found joy in the simple pleasures of life, like watching the sunset.
- tarihî dönem
The age of the dinosaurs ended millions of years ago.
- bilimsel gelişmelerle tanımlanan dönem
The Stone Age is known for the development of the earliest tools by humans.
- çok uzun zaman (uzun süre vurgusuyla)
I waited for ages to get a reply to my email.
- jeolojik zaman içinde kısa dönem
Scientists have discovered fossils from the Jurassic age, shedding light on the dinosaurs that roamed the Earth millions of years ago.
- astrolojide, her biri bir zodyak işareti tarafından yönetilen 2000 yıllık dönem
Many believe that the shift into the Age of Pisces marked significant changes in human spirituality and religion.
fiil “age”
infinitif age; o ages; geçmiş zaman aged; geçmiş ort. aged; ulaç aging us, ageing uk
- yaşlanmak
As the car aged, its paint started to fade and peel.
- yaşlı göstermek
Stress aged him more than the passing years ever could.
- zamanla lezzet veya kalitesi artmak
The wine ages in oak barrels, gaining complexity and depth.
- zamanla lezzet veya kalitesinin artması için bekletmek
They aged the wine in oak barrels for several years to enhance its flavor.
- (bir ifade veya tahmin için) zaman geçtikçe daha az veya daha fazla doğru veya ilgili görünmek
Her comment about technology never replacing human workers has aged poorly, considering the rise of automation.
- bir işlemi geciktirmek (özellikle finansal bir işlem)
Given our current financial situation, we decided to age the payment of our rent until next month.
- (finansal hesapları) ne kadar süredir açık olduklarına göre düzenlemek veya sıralamak
She aged the invoices to determine which ones were overdue by more than 30 days.