isim “pencil”
tekil pencil, çoğul pencils
- kurşun kalem
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
She drew a beautiful landscape using only a pencil.
- kalem (optikte, bir noktada birleşen veya bir noktadan ayrılan ışık ışınlarının demeti veya topluluğu)
The scientist observed a pencil of light emerging from the prism.
- demet (geometride, ortak bir özelliği paylaşan bir dizi geometrik nesne, örneğin tek bir noktadan geçen doğrular)
In mathematics class, we studied the pencil of lines that pass through a single point.
fiil “pencil”
infinitif pencil; o pencils; geçmiş zaman penciled us, pencilled uk; geçmiş ort. penciled us, pencilled uk; ulaç penciling us, pencilling uk
- kurşun kalemle yazmak veya çizmek
She penciled a quick note in her journal before leaving.