isim “race”
tekil race, çoğul races veya sayılamayan
- yarış
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
The kids had a race to see who could reach the tree at the end of the park first.
- ırk
People from different races came together to celebrate the cultural festival.
- soy (hikayelerdeki insan olmayan büyük gruplar için)
In the ancient forests, the races of dwarves and fairies have lived in harmony for centuries.
- su yolu
The old mill's race, now dry and overgrown, once channeled water from the river to turn the massive stone wheels inside.
fiil “race”
infinitif race; o races; geçmiş zaman raced; geçmiş ort. raced; ulaç racing
- yarışmak
Every summer, the horses race at the local fairgrounds.
- biriyle hız yarışı yapmak
She raced her friend to the top of the hill, laughing all the way.
- çok hızlı gitmek veya acele etmek
The children raced down the hill, laughing and shouting with joy.
- çarpmak (kalp için, güçlü duygular nedeniyle çok hızlı çalışmak)
Her heart raced with excitement when she saw her favorite band walk onto the stage.
- atlamak (akıl, düşünceler vb. için, bir düşünceden diğerine hızla geçmek)
As I tried to focus on my homework, my thoughts raced, distracted by the day's events.
- boşa çalışmak (motor için, aracı hareket ettirmeden hızlı çalışmak)
When she accidentally stepped on the gas pedal while the car was in neutral, the engine raced loudly, startling everyone nearby.