fiil “haul”
infinitif haul; o hauls; geçmiş zaman hauled; geçmiş ort. hauled; ulaç hauling
- çekmek
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
They had to haul the heavy logs up the hill to build the cabin.
- taşımak
The company hauls freight across the country using large trucks.
- zorla getirmek (bir yere veya bir otoriteye)
He was hauled before the court for his involvement in the fraud.
- Bir gemiyi rüzgara daha yakın yönlendirmek.
The captain ordered the crew to haul the ship to adjust its course.
isim “haul”
tekil haul, çoğul hauls
- ganimet
The thieves made off with a haul of cash and jewelry from the store.
- mesafe
For long hauls, truck drivers often work in shifts to stay alert.
- çekme
It took several hauls to get the car out of the ditch.
- av
The fishermen had a good haul today.
- alışveriş ganimeti (satın alınan eşyaların bir koleksiyonu, genellikle çevrimiçi olarak sergilenir)
She shared her shopping haul on her fashion blog.
- skor (bir oyuncunun bir oyunda attığı gol veya aldığı puan sayısı)
His haul of four goals led the team to victory.