isim “date”
tekil date, çoğul dates veya sayılamayan
- belirli bir gün
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
My birthday falls on a different date each year because it's on February 29th.
- belirsiz bir zaman
We will discuss the budget at a later date when more information is available.
- romantik ilgi duyduğunuz veya ilişkide olduğunuz biriyle önceden belirlenmiş buluşma
Tom was nervous about his first date with Maria at the coffee shop.
- sosyal bir etkinliğe beraber gittiğiniz kişi
For the company gala, I asked Alex to be my date.
- hurma meyvesi
She snacked on a handful of dates while studying for her exams.
- hurma ağacı
Dates growing in the wild are wind-pollinated.
fiil “date”
infinitif date; o dates; geçmiş zaman dated; geçmiş ort. dated; ulaç dating
- bir şeyin yazıldığı veya imzalandığı tarihi yazmak
She dated her journal entry with the day's date to keep track of her thoughts over time.
- bir şeyin ne kadar eski olduğunu bulmak
Scientists dated the fossil to be approximately 65 million years old.
- belirli bir zamandan itibaren kaynaklanmak veya başlamak
The tradition dates back to ancient times.
- (birisiyle) romantik bir ilişki içinde olmak
Tom has been dating Sarah for three years now.
- karşılıklı olarak romantik bir ilişki içinde olmak
After chatting online for weeks, they finally decided to start dating.