Bu kelime aynı zamanda şu kelimelerin bir formu olabilir:
sıfat “aged”
temel biçim aged (more/most)
- yaşlı
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
The aged man walked slowly, leaning on his cane for support.
- yaşında
Aged 65, she decided to retire and travel the world.
- olgunlaşmış (zamanla tadının iyileşmesi sonucu)
The aged wine had a much richer flavor than when it was first bottled.