·

above (EN)
edat, zarf, sıfat, isim

edat “above”

above
  1. bir şeyin üstünde
    The painting hangs above the fireplace.
  2. başka bir giysinin üzerine giyilen (giysi için)
    She wore a scarf above her dress to keep warm.
  3. kuzeyinde
    Canada is above the United States on the map.
  4. etkilenmeyen (bir şeyden etkilenmeyen anlamında)
    No one is above making mistakes, not even experts.
  5. belirli bir sayı veya miktarın üzerinde
    The temperature soared above 100 degrees, making it the hottest day of the year.
  6. bir şeyin üzerine tercih edilen (bir şey yerine tercih edilen anlamında)
    She values honesty above all else.
  7. gururundan dolayı bir şeyle ilgilenmeyi veya düşünmeyi reddeden (bir şeyi yapmaktan gururundan dolayı kaçınan anlamında)
    She was above lying to save face, preferring honesty even when it was difficult.

zarf “above”

above (more/most)
  1. tam üstünde
    The stars above shone brightly in the night sky.
  2. metinde daha önce bahsedilen
    For instructions on how to bake the cake, refer to the recipe mentioned above.
  3. daha yüksek bir rütbe veya pozisyonda
    She reports directly to the manager above in the company hierarchy.

sıfat “above”

temel biçim above, derecelendirilemez
  1. cennetle ilgili veya onun özelliği
    The choir's voices sounded so pure and above, as if angels were singing among us.
  2. metinde daha önce bahsedilen bilgi veya öğeler
    Please refer to the above diagram for a better understanding of the process.

isim “above”

above, sadece tekil
  1. cennet (yer olarak)
    Many believe that angels are messengers from the above, guiding us through life's challenges.
  2. belgede daha önce bahsedilen bir isim veya detay
    Please sign your name below, acknowledging that you have read and understood the above.