·

earn (EN)
fiil

fiil “earn”

infinitif earn; o earns; geçmiş zaman earned; geçmiş ort. earned; ulaç earning
  1. kazanmak (çalışma karşılığı para)
    She earns a good salary working as a software engineer.
  2. kazanmak (çaba veya iyi davranışla saygı, övgü veya ödül)
    He earned a reputation of a hard-working man.
  3. getirmek (para için gelir veya faiz)
    The money in your bank account earns interest over time.
  4. sağlamak (birinin bir şey almasına neden olmak, özellikle kişinin kendi eylemleri sonucu)
    His excellent performance earned the team a victory.