fiil “unravel”
infinitif unravel; o unravels; geçmiş zaman unraveled us, unravelled uk; geçmiş ort. unraveled us, unravelled uk; ulaç unraveling us, unravelling uk
- ipliklerini ayırmak
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
She carefully unraveled the tangled yarn to start knitting again.
- çözülmek (iplik veya örgü gibi)
After a few washes, the edges of the cheap sweater began to unravel.
- bir sorunu çözmek
Detective Smith unraveled the mystery behind the missing painting.
- bir bütünlüğü bozmak
The sudden revelation about the CEO's misconduct began to unravel the company's reputation.
- çökmek (daha önce istikrarlı veya başarılı görünen bir durumun sona ermesi)
As the truth came to light, his marriage began to unravel.