Bu kelime aynı zamanda şu kelimelerin bir formu olabilir:
sıfat “compelling”
temel biçim compelling (more/most)
- ilgi çekici
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
The movie's compelling storyline kept everyone glued to their seats.
- ikna edici
The evidence she presented was so compelling that everyone believed her story.
- karşı konulamaz (göz ardı edilemez)
She felt a compelling need to help the stray dog find a home.