Bu kelime aynı zamanda şu kelimelerin bir formu olabilir:
isim “aging”
tekil aging us, ageing uk, sayılamayan
- yaşlanma
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
Aging is evident in the wrinkles that have started to form on her face.
- olgunlaşma (zamanla gelişen tat anlamında)
Wine aging in oak barrels develops a richer flavor profile.
- yapay yaşlandırma (bir şeyin daha eski görünmesini sağlama süreci)
To increase its value, the craftsman used a technique of aging the furniture, giving the new table a vintage look.
sıfat “aging”
temel biçim aging us, ageing uk (more/most)
- yaşlılık (sıfat olarak kullanıldığında)
The aging dog struggled to climb the stairs as quickly as he used to.