sıfat “serious”
temel biçim serious (more/most)
- ciddi (önemli ve muhtemelen kötü sonuçları olan)
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
The doctor said the injury is serious and needs immediate attention.
- ciddi (samimi; şaka yapmayan)
Believe me, I was serious when I mentioned the deadline.
- olgun (çocuksu olmayan)
Can you be serious now, please?
- ciddi (düşünce gerektiren, sadece eğlence amaçlı olmayan)
The doctor gave me a serious warning about my health.
- ciddi (bir ilişki hakkında; birbirine bağlı ve adanmış)
They have been dating for two years and are now in a serious relationship.
- ciddi (gayri resmi; bir şeyin çok fazla olduğunu vurgulamak için kullanılır)
She has a serious collection of vintage records.