·

serious (EN)
sıfat

sıfat “serious”

temel biçim serious (more/most)
  1. ciddi (önemli ve muhtemelen kötü sonuçları olan)
    The doctor said the injury is serious and needs immediate attention.
  2. ciddi (samimi; şaka yapmayan)
    Believe me, I was serious when I mentioned the deadline.
  3. olgun (çocuksu olmayan)
    Can you be serious now, please?
  4. ciddi (düşünce gerektiren, sadece eğlence amaçlı olmayan)
    The doctor gave me a serious warning about my health.
  5. ciddi (bir ilişki hakkında; birbirine bağlı ve adanmış)
    They have been dating for two years and are now in a serious relationship.
  6. ciddi (gayri resmi; bir şeyin çok fazla olduğunu vurgulamak için kullanılır)
    She has a serious collection of vintage records.