sıfat “profound”
temel biçim profound (more/most)
- derin etkili
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
Her profound sadness could be felt in the silence that filled the room after she heard the news.
- derin kavrayışa sahip (derin anlayış veya içgörü gösteren)
The professor's lectures were always profound, challenging students to think critically about complex issues.
- çok derin
The divers explored the profound depths of the ocean, where sunlight barely reaches.