fiil “peruse”
infinitif peruse; o peruses; geçmiş zaman perused; geçmiş ort. perused; ulaç perusing
- baştan sona okumak
Kayıt olun örnek cümlelerin çevirilerini ve her kelimenin tek dilli tanımlarını görmek için.
Before signing the contract, she perused every clause to ensure there were no hidden fees.
- dikkatle incelemek
She perused the antique vase, noting every intricate detail and tiny crack.
- göz gezdirmek (hızlıca bakmak)
He perused the magazine while waiting for his appointment.